10.03.2012 14:55:00
Kol ve saat iki kelimenin birleşimi kol saatini oluşturuyor. Bir deri, çelik, titanyum, seramik vb. maddelerin yardımıyla bileğe takılan saate kol saati deniyor. Niçin kol saati dendiğini de bilmiyoruz. Aslında saat bileğe takılıyor, bilek saati demek daha mantıklı olurdu. Ama dilimize kol saati şeklinde yerleştiği için yaygın olarak kol saati deniyor. Saatler ilk icat olduğu zaman bileklere takılmıyordu. Taşınabilir saatlerin yapılmaya başlanmasıyla saatler ceplerde taşınmaya başlandı. Saatlerin bileklere takılması birinci dünya savaşında pilotların saatleri bileklere takma ihtiyaçlarından sonra yaygınlaşmaya başladı. Kol saatleri ilk yapılmaya başlandığı zaman herkes saat alamazdı. Ve saat sahibi olmak zenginlik demekti. Hele kurmalı kol saatleri bilekten çıkarılır ve cırt cırt sesleri eşliğinde büyük bir zevkle kurulur ve saatin zembereği doldurulurdu. Hem de hiç unutulmadan her zaman kurulurdu. Günümüz saat teknolojisine göre anlamsız olan kurma işlemi eskiden statü sahibi olmak demekti.
Gelişen teknolojiyle birçok özellik kol saatleriyle birleşmeye başladı. Mesela pusula, kamera, hesap makinası, GPS, ses kaydetme, Altimetre, barometre, higrometre hatta çakmak bile kol saatleriyle birleşti. Öyle ki bazı saat firmaları kol saatlerine fener bile yaptı. Kol saati sadece saat değil günlük yaşantımızda ihtiyaçlarımızı karşılayan fonksiyonel değişik teknolojilerle donatılmış zaman bilgisayarı olmaya başladı.