23.02.2012 09:53:00
SAAT Günün yirmi dörtte biri ölçüsündeki zaman parçası; 60 dakika, 3600 saniyedir.
Saat dilimi: Başlangıç meridyeninin 70.30 doğu ve 15 derecelik dilimden itibaren on beşer derecelik 24 dilim.
Saat gibi: Muntazam, düzenli, aksaksız,
Saat Kulesi: Şehir merkezlerinde zamanı gösterecek çalar saat ihtiva eden yüksek yapı.
Saat tutmak: Bir fiilin bitiş saatini gerçekleştirme vaktini hesaplamak.
Saati saatine: Tam zamanında
Saati saatini tutmamak: Devamlı değişme göstermek, istikrarsız olmak.
Saat-ı vasati: Vasati saat.
Saatler olsun: Sıhhatler olsun (tıraş olanlara, yıkananlara , hamamdan gelenlere söylenir).
Eşrat-i saat: Eşref-i saat. Eşref
Saatçi: Saat yapan, imal eden, Saat satan, Saat tamircisi.
Saatçik: Saat, uzun zamana nispetle kısa bir zaman.
Saatçilik: Saatçinin yaptığı iş; Saat imalatçılığı; satıcılığı veya tamirciliği
Saatlerce: Uzun bir süre boyunca.
Saatli: Saati olan
Saatlik: Belirli bir saatte olan, yapılan ve tamamlanan: Beş saatlik bir yola gidiyor.
Saat-i hakiki: Güneşten irtifa alınmak suretiyle bulunan saat ki,bu ölçünün yapıldığı mahallin hakiki saatidir.
Saat-i muhtar: uğurlu vakit
Saat-i nücumi: bir yıldızın i tidal-i rebii noktasından veya mahallin nısf-un nehar ından arka arkaya iki geçiş arasındaki zamanın 24 t biri. (cideral time)
Saat-i vasati: Güneş e tabi olmamak üzere muntazam hareket ettiği tasavvur olunan mevhum bir güneşin, mahallin nısf-ün nehar ından arka arkaya iki defa geçişi arasındaki zamanın 24 te biri(mean time) Saat be saat: Saatten saate.
Saat zaviyesi: Herhangi bir yıldızın saat zaviyesi, o yıldızın mürür-i uya dan nısfun-nehar dairesine kadar hareketi sırasında meydana gelen açının saat cinsinden ifadesidir. Saat: (a.i. Saat in c.) : Saatler