Türklerin saatlere olan ilgisi Osmanlı imparatorluğu zamanından başlıyor. Otto Kuntz’un ‘Sultan İçin Bir Saat’adlı eserinde Türk saat tarihiyle ilgili bilgi kırıntıları bulunuyor. Birde saray saatçisi Jean Jacques Rousseau’nun “Doğu Fantazminin Kökleri” adlı eserinde saat tarihimize ışık tutan bilgiler var. Türk saat tutkusunu Patep Philippe saat müzesinde bir bölümüne Osmanlı saat tutkusunu anlatan bir köşe ayrılmış. Türklerin saatlere bu denli önem vermesinin altında namaz vakitlerinin ayarlanması yatar. 
Saat Eskiden devletler arasındaki ilişkileri düzenleyen bir önemdeydi. Fatih Sultan Mehmet Venedik senyöründen kristal yapımında usta, iyi bir ressam ve saat ustası istemiştir. Macaristan Kralı Ferdinand da Muhteşem Süleyman a çok büyük bir saat hediye göndermiştir.

Saatler devletler arasındaki ilişkilerde artık yer almasa da hala çok önemli. Çünkü saat insanın kişiliğini yansıtır. Ama evlerimizde artık eskisi kadar salon ve guguklu saatler yok.
Saatler geçmiş zamanın anılarını taşır. Eskiden ata yadigârı saatler itinayla korunur ve saklanırdı. Birçoğu da antika oldu. Çoğu eski saatlerin kıymeti de bilinmiyor. Antika saat avcılarına kaptırılıyor.

Saatler sadece zamanı göstermiyor aslında tarihi ve geçmişi ve hatıraları da hatırlatıyor.